20 Eylül 2016 Salı
FOTOĞRAF - LI - YORUM
Umarım bu yazı ile içinizdeki yorumcular ortaya çıkar ve hak eden, daha fazla fotoğraf, olumlu yada olumsuz yorumlara maruz kalır. Güzel kareler yakaladığınız, harika bir sonbahar geçirmenizi dilerim.
Yer:
Antalya, Türkiye
19 Eylül 2016 Pazartesi
Sonbahar için Fotoğraf Fikirleri
Merhaba değerli fotoğraf severler. Yazın dayanması zor sıcakları bizleri yavaş yavaş terk edip yerini daha serin, yaprakların sararıp düştüğü sonbahara bırakmakta. Bende bu yazımda, fotoğrafçılar için adeta bir şölen havası estiren sonbahara dair fotoğraf fikirleri paylaşmaya ve bu fikirleri uygularken karşılaşabileceğiniz ufak tefek aksaklıklara dikkat çekmek istedim.
Hepimiz çeşitli sosyal mecralarda “vay be” dediğimiz son
bahar fotoğrafları görmüşüzdür. Aslında bu vay be denilen fotoğraflar; arabaya
bin, biraz yürü, git, çek ve paylaş şeklinde olmuyor. Bunlar için hava
raporları, güneş (ışık) takibi, daha önce yapılan keşif çalışması, ekipman,
çekim, düzenleme ve paylaşma gibi aşamalar gerekmekte. Yani iyi bir sonbahar
fotoğrafı çekmek için biraz düşünmek ve iyi bir plan yapmak gerekir. Bu giriş
kısmından sonra dilerseniz detaylara inelim.
NOT: İyi bir
fotoğrafta gerçekten ciddi bir emek vardır. Facebook, Instagram gibi sosyal
ağlarda paylaşılan iyi fotoğrafları like butonu ile lütfen geçiştirmeyiniz. Mümkünse
iki kelime yazıp, beğeninizi bu şekilde belirtiniz. Bu hareket fotoğrafı
paylaşanı onure edip, mutlu ederken, yeni başlayacak olan arkadaşlıklarında
temelini atar.
1- Model ile Çekim
Sonbahar verdiği duygu, gösterdiği renkler ve geçiş mevsimi
olması sebebiyle insanda hep romantik bir hava uyandırır. Fotoğrafçılarda bu
romantik durumdan etkilenir. Bunun için ise bir modelin olduğu fotoğraf
çekimleri oldukça popülerdir. Bunun için yapmanız gereken şey uygun mekanı
belirledikten sonra aileniz, arkadaşlarınız ve akrabalarınızdan model olmaları
için yardım istemek. Ben yaklaşık 3 senedir oğlum Ata Doruk’un sonbahar temalı
fotoğraflarını çekmekteyim. Bunun için uzakalra gitmenize gerek yok. Çınar
ağaçlarının bol olduğu bir parka gitmeniz bu iş için son derece yeterli
olacaktır. Örnek olması açısından aşağıda fotoğrafını paylaşıyorum.
NOT: Sıkça karşımıza
çıkan rengarenk şemsiyeli fotoğraflardan kaçının. Eğer bir obje kullanmak
istiyorsanız bu obje daha çok modelinizin giyebileceği bir şey olmalı. Örneğin
bir şapka, atkı, değişik renkli ve desenli çoraplar gibi.
2- Gün Doğumu / Gün Batımı Fotoğrafı
Sonbaharda güneş biraz daha yatay konum alır ve ışık
yumuşar. Bu yumuşama havanın serinlemesi ile deniz ve göl kenarlarında pus
oluşturur. Ormanın içinden, güzel bir göl manzarasına karşı çekilen yada deniz
kıyısından dağlara, şehre doğru çekilen bir manzara fotoğrafına kimse hayır
demez. Bunun için yapmanız gereken, sabah çekimi için biraz erken kalkmak ve
uykusuz kalmaktır. Göl ve deniz kıyısında ND Filtre kullanarak farklı efektler
yakalayabilir, fotoğraflarınıza su ve bulut hareketleri ekleyebilirsiniz. Yine
manzara fotoğrafçılığının vazgeçilmez filtresi Polarize Filtre ile bulut ve su
yansımasını değiştirebilir. Fotoğrafınıza farklı tatlar katabilirsiniz. Eğer uzun
vaktiniz var ise ve time lapse tekniğinden hoşlanıyorsanız, intervalometresi
olan bir kablolu / kablosuz kumanda ile çekim yapabilirsiniz. Bu çekimler için
tripodu yanınıza almayı unutmayın.
NOT: Bulunduğunuz
konumda gün doğumu ve batımı saatlerini “Exsate Golden Hour” cep telefonu
uygulaması ile öğrenebilirsiniz. Program ücretsizdir.
3- Balıkçı Fotoğrafları
İkinci maddeyi gerçekleştirmek için göl yada deniz kenarına
gittiyseniz eğer, av sezonunun açılması ile birlikte sabah erkenden yada gün
batımında tekneleriyle denize / göle açılan balıkçıları görmeniz mümkün. Ağ
atan güzel bir balıkçı fotoğrafı her zaman dikkat çekicidir. Burada size bir
tavsiyem olacak. Daha iyi kadrajlar yakalamak için suya girmelisiniz. Bunun
için size, balıkçıların kullandığı, bele kadar uzanan, su geçirmez tulumları
tavsiye ederim.
4- Bağ Bozumu / Zeytin Toplama v.b. Festivaller
Bulunduğunuz yada sizlere yakın olan lokasyon da çeşitli,
yöresel faaliyetler / etkinlikler / festivaller olabilir. Bunları takip edip,
sonbahara özgü bu insan aktivitelerini fotoğraflayabilirsiniz. Böylece sokak
fotoğrafçılığı, belgesel fotoğrafçılığı ve portre fotoğrafçılığı yönlerinizi
geliştirme şansınız olabilir. Örnek vermek gerekirse, pekmez kaynatan, üzüm /
zeytin toplayan köylüler. Anadolu bu açıdan dünyanın en zengin yerlerinden,
durmayın ve bu hafta sonu ajandanıza bir iki etkinlik sıkıştırın.
NOT: Bu tarz 1-2
günlük faaliyetlerde en sık yapılan hatalardan biri olan, yedek batarya, yedek
hafıza kartı, fotoğraf makinesi şarj cihazınızı yanınıza almayı unutmayın. Gün
sonunda bataryası bitmiş bir ftoğraf makinesi anca ağırlık yapar :)
5- Gökyüzü Fotoğrafçılığı
Beni tanıyanların yakından bildiği, çekerken en çok zevk
aldığım fotoğraf türlerinden biridir Gökyüzü Fotoğrafları. Bulut hareketleri,
yıldız izleri, samanyolu, yıldırımlar, yağmur fotoğrafları bunlara en güzel
örneklerden biridir. Yıldırım Fotoğrafı Nasıl Çekilir? Konusu ile ilgili daha
önce bloğuma yazmıştım. Soğuk kış ayları
gelmeden, hava hala biraz ılıkken bulut, yıldırım, yağmur gibi gökyüzü
hareketlerini çekmeniz için evinizden çokta uzaklaşmanıza gerek yok.
Uzaklaşırsanız ve bu hareketleri güzel bir manzara ile kombinliye bilirseniz
tabi ki daha güzel fotoğraflar elde edersiniz. Yıldız izi ve samanyolu
fotoğrafları ise biraz daha uzmanlık ve emek isteyen konular. Bunun ile ilgili
ayrıntılı bir yazı yazacağım için şimdilik bu konuyu yüzeysel geçiyorum.
Gökyüzünde ayın olmadığı yada az ışık veren bir halinin olduğu bir gecede,
şehir ışıklarından uzak, güzel bir kadraj ile yıldız izi yakalayabilir veya
samanyolu fotoğrafı çekebilirsiniz. Camdan süzülen yağmur, şemsiyeleri ile
gezen insanlar, su birikintilerin deki yansımalar sonbahar için farklı fotoğraf
kareleri sunabilir. Fotoğraf makinenize meşhur alış-veriş sitelerinden 3-5
dolara alabileceğiniz bir yağmurluk ile yağmur altında da çekim
yapabileceğinizi ve sizlere bambaşka bir dünyanın kapılarını açacağını
hatırlatmak isterim. Bu konu ile ilgili son tavsiyem ise bu tarz fotoğraflar
çekerken sizi yağmurdan koruyacak bir ekipmanı unutmamanız yönünde. Bunun için
iyi bir yağmurluk yada yanınıza da şemsiye tutan bir asistan hiç fena olmaz.
NOT: Güzel yıldız
fotoğrafları çekmek için ay ışığından sakınmak gerekir. Bunun için ayın
durumunu ve konumunu takip etmekte yarar var. Ayın durumunu öğrenmek ve takip
etmek için “Phases of the Moon” cep telefonu uygulaması ile indirip,
kurabilirsiniz. Program ücretsizdir.
6- Su Hareketleri
İrili ufaklı şelaler, kayaların arasından süzülen
sular,deniz kenarındaki dalga hareketleri derken sonbahar aslında uzun
pozlamanın başlangıç mevsimi sayılabilir. Bunları herkesin bildiğini düşünüp,
su ile ilgili başka şeyler yazacağım. Bir göl, deniz yada yağmurun etkisiyle
ıslanan kaya ve taşlarda farklı desenler ve renkler ortaya çıkar. Eğer detay
çekim yapmayı seviyorsanız, bura da ortaya çıkacak olan desenler ve renkler
hoşunuza gidecektir. Aynı detayları ıslanan ağaç ve bitkilerde de
yakalayabilir. Detay yada makro fotoğrafçılığın şaşırtıcı dünyasında yol
alabilirsiniz.
7- Kuş Fotoğrafçılığı
Her yıl dünyada yaklaşık 50 Milyar kuşun göç ettiği
düşünülmekte. Ülkemiz ise bu göç yollarından biri durumunda. Sizde Kuş (Ornito)
Fotoğrafçılığına ilgi duyuyorsanız. sonbahar da ülkemizden geçen göçmen kuşları
araştırıp, fotoğraflayabilirsiniz. Bunun için iyi bir tele objektife, kamuflaja
ve biraz kuş bilgisine sahip olmanız gerektiğini hatırlatmak isterim.
8- Dekoratif Sonbahar
Fotoğrafları
Sonbaharın gelmesi ile renk renk solan yapraklardan, kırılan
dallardan ve yere düşen kozalaklardan çeşitli dekoratif ürünler yapıp, bunları
iç mekan ve dış mekan çekimleriniz de kullanabilir, sonbaharın bu büyülü
duygusunu fotoğraflarınıza ekleyebilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken
internet üzerinden bir iki dekoratif malzeme fikrine ulaşmak. Gerisi
kendiliğinden gelecektir.
Bunlar benim aklıma gelen, sizlere fikir verebilecek
başlıklardı. Sizlerde bunlara fikir ekleyebilir, sonbaharın tadını fotoğraf
çekerek çıkarabilirsiniz. Unutmayın bazen, düşen bir yaprağı izlemek, çamurda
yürümek, renklerin ve doğanın arasında, cep telefonunun çekmediği yerlerde
dolaşmak size ve sevdiklerinize iyi gelir. Yazımdan ilham alıp, çektiğiniz
fotoğrafları benimle paylaşmayı unutmayın. Sizlere fotoğraf dolu günler diler,
okula başlayan kardeşlerimize ve ailelerine, kazasız belasız bir eğitim /
öğrenim yılı geçirmelerini dilerim.
Sosyal mecralardan beni takip etmek isteyenler için adreslerim;
https://www.facebook.com/BayKAMPhttps://www.facebook.com/SerdarSuyunPhotography/https://twitter.com/BayKAMPhttps://www.instagram.com/serdarsuyunphotography/https://500px.com/serdarsuyun
18 Eylül 2016 Pazar
TAM PAYLAŞACAĞIM BİR GÜLME GELİYOR :)
Merhaba değerli fotoğraf severler. 2013 yılında başladığım
DSLR maceram şuan için devam ederken, o günden bugüne kadar katıldığım dernek
gezileri, dernek sunumları, arkadaşlarla yapılan fotoğraf çekim etkinlikleri
v.b. şeylerde gözlemlediğim bir tespitten bahsetmek istiyorum. Bu tespit
herkesin bildiği, konuşmaktan çekindiği bir konu aslında. Çünkü konuşmayarak
ayıp, hata yada bahanelerimizi örtmeye devam ediyoruz?
Peki nedir bu tespit? Bu tespit değerli fotoğraf severler “FOTOĞRAF
PAYLAŞMAMA”. Evet evet fotoğraf paylaşmama. Bugün, neden fotoğraf paylaşmaktan
çekindiğimizi, nasıl
paylaşabileceğimizi biraz sert ve acımasız olarak yazacağım. Dilerseniz bir
süredir gözlemlediğim maddeleri yavaş yavaş açarak yazımıza devam edelim.
1- Ahmet’in Fotoğraf
Makinesi Var Sendromu
Malumunuz herkeste dünya çapında nam salmış 3-5 markanın en
az 1500-12000 TL arasında fiyatları olan DSLR yada aynasız fotoğraf makineleri
mevcut. İş bu makinelerle de bitmiyor.Objektifi, tripodu, çantası v.s. derken
harcanan paralar çok ciddi meblağlara ulaşıyor. Peki bu makineleri neden
alıyoruz? Ne kadar kullanabiliryoruz? İşte burada FOTOĞRAF PAYLAŞMAMA
RAHATSIZLIĞI başlıyor. Evet açalım. “Ahmet’in fotoğraf makinesi var. Bende alıp
fotoğraf çekeceğim.” Kimi abi ve ablalarımız işe bu hevesle giriyor, girdikten
sonra işin sadece fotoğraf makinesi alarak bitmediğini görüyor ve hevesi kırılıyor.
Kırılan heves ile hırs yapıp öğreneceğine, tembellik yapıp öylece duruyor. Evet
makineleri ilk aldığınızda ayarlar size biraz karışık gelebilir. Buda hevesinizin
kırılmasına sebebiyet verebilir. Makine kullanımları ile ilgili kitaplar,
dergiler mevcut. Çeşitli fotoğraf derneklerinde eğitimler var. Aldığınız
fotoğraf makinesi markasının sizler için ücretsiz hazırladığı online eğitimler
de mevcut. Ayrıca Youtube ve Vimeo gibi video sitelerinde uzman fotoğrafçılar
tarafından hazırlanmış, makinenizin her ayarını tek tek anlatan ücretsiz
videolarda mevcut. Bu kitap ve dergileri okuduğunuzda, bu eğitimlere
katıldığınızda yada bahsi geçen video sitelerinden ilgili videoları
izlediğinizde sizde artık makinenizi daha iyi kullanmaya başlayacaksınız. Ben
2013 yılında ilk DSLR makinemi aldığımda fotoğraf makinemin ayarlarını KULLANMA KILAVUZU’nu okuyarak çözmüştüm ve çekime gittiğimde bu klavuzu
yanımdan hiç ayırmadım.Tabii bu zaman isteyen bir uğraş ve pes etmeden devam
etmeniz gereken bir iş. Hadi tembellik yapmayın ve işe bir iki video izleyerek
başlayın.
2- Ahmet Photoshop /
Lightroom Biliyor Ben Bilmiyorum Sendromu
Öncelikle bu kısıma şunu anlatarak başlamalıyım. Çeşitli
mecralarda hatta arkadaş buluşmalarındaki sohbetlerde bile şunu
duymuşsunuzdur, biri çıkar şöyle der “BEN PHOTOSHOP’A KARŞIYIM”. Bunu
söyleyebilecek cehalette 2 karekter olabilir. Birincisi photoshop bilmeyen
karekter, ikincisi de photoshop’un ne işe yaradığını bilmeyen karakter.
Bildiğiniz üzere filmli makinelerin döneminde bir çok film markası ve çeşidi
vardı. Bunlar çektiğiniz fotoğrafları direk etkileyen, filtrelere sahip
filmlerdi. Ayrıca fotoğrafçı karanlık odaya girdiğinde çeşitli kimyasallar ile
fotoğraf üzerinde çeşitli efektler uygulayabiliyordu. Günümüzde bu işlemleri
yapmak için en çok tercih edilen yazılımlar Photoshop ve Lightroom’dur. Yani
efekt işleri eskiden de vardı. Bunu bilmeden konuşmak ve yorum yapmak az önce
belirttiğim gibi cehaletten kaynaklıdır. Burada asıl tartışma konusu uygulanan
efektlerin yada ayarların miktarı olmalıdır. Bu ise başka bir yazının konusu
olabilir.
Peki fotoğraflarınızın Ahmet’in ki gibi görünmesi için ne
yapmanız lazım? Ahmet kadar fotoğraf makinenize hakim olmanız ve Ahmet kadar
Photoshop / Lightroom biliyor olmanız gerekmekte. Tabii bu programları
öğrenmekte bir sabır işi ve zaman alan bir etkinlik. Peki bunları nasıl
öğrenebilirsiniz? Aslında bunun cevabı birinci maddedekiyle aynı. Derneklerin
açtığı Photoshop kurslarından, kitaplardan, dergilerden ve Youtube / Vimeo gibi
video sitelerinde uzman fotoğrafçılar tarafından hazırlanmış videoları
izleyerek. Bu yazdıklarımı 1-2 hafta yaptığınızda, kendinizde ve
fotoğraflarınızda meydana gelen değişime siz bile şaşıracaksınız.
3- Ya Ben Çekiyorum
Ama Yarışmalara Katıldığım İçin Paylaşmıyorum Yalanı
Evet arkadaşlar bu bir yalandır. Yarışmaların bir teması ve
bu temaya uygun bir konusu olur. Yarışmalara katılan ve ciddi ciddi hazırlanan
fotoğrafçılar genelde o konu için özel fotoğraf çekimleri yaparlar. Başlıkta
yazan “Ya Ben Çekiyorum Ama Yarışmalara Katıldığım İçin Paylaşmıyorum” diyen
bir fotoğrafçının da ciddi olması ve hazırlanması gerek. Bu genelde fotoğraf
camiiasın da “Ben fotoğraf çekiyorum, çektiğimi beğenmiyorum, beğenmediğim
içinde paylaşmıyorum” un karşılığına denk gelen “Ya Ben Çekiyorum Ama Yarışmalara Katıldığım
İçin Paylaşmıyorum” yalanıdır. Yapmayın biraz gerçekçi olun ve yalan
söylemeyin.
4- Ahmet’in Fotoğrafı
50 Like Almış Benim ki Neden 6 Like Alıyor?
Maalesef Türkiye’de yetiştirilme tarzımızdan mı kaynaklı
yoksa başka bir sebebi var mı bilemiyorum ama eleştirilere hiç taahmülümüz yok.
Olumlular haddi neyse ama olumsuzlara hiç yok. Aslında eleştiri insanın
gelişimini arttırması ve devam ettirmesi açısından son derece önemli. Tabii
eleştiri yapanın üslubu da çok önemli ve dikkat etmesi gerek. Yapılan en büyük
hatalardan biri de aman instagram da paylaşırsam beğeni gelir mi? Aman facebook’da
paylaşırsam kaç like alır? Düşüncesini takıntı haline getirmek yada “Ahmet’in
fotoğrafı 50 like almış benim ki neden 6 like alıyor?” demek. Öncelikle
fotoğrafın bir sanat, sanatında insanlar üzerindeki etkisinin farklı
olabileceğini unutmayalım. Örnek vermek gerekirse senin paylaştığın manzara
fotoğrafı çok güzel olabilir ama Ahmet’in paylaştığı kedi fotoğrafı insanlar
üzerinde daha sempatik bir etki bırakabilir. Demem o ki beğeni / like
meselesine çok takılmayın, fotoğraflarınızı paylaşın, eleştiri almaktan
kaçınmayın, yapılan eleştirileri dikkate almaya çalışın.
5- Fotoğraf Okuma,
Fotoğraf Dallarını Bilme
Bu madde de son derece ilginç ve önemli. Örneğin bir portre
fotoğrafında gözlerdeki netlik, alan derinliği, modelin fotoğrafa yüklediği
anlam gibi şeyler önemliyken, bir gezi fotoğrafında fotoğraftaki anlama,
kadrajın düzgünlüğüne v.b. şeylere bakılmaz. Anlatmak isteğim aslında şu, elinizde
güzel bir gezi fotoğrafı var, örneğin Adrasan Sahili. Çekim yaparken netlik
biraz kaymış, kadraj biraz eğilmiş demeyin, KORKMAYIN PAYLAŞIN. İkinci maddede
yazdığım yazılımları bilirseniz bu gibi hataları düzeltebileceğinizide
unutmayınız. Her fotoğrafın amacı ve anlattığı şeyler farklıdır. Fotoğraf
Dallarına hakim olmanız sizin cesaretinizi arttırır.
6- Cool Takılmak
Bu maddedeki fotoğrafçılar da sık görülür. Bu maddeyi
açıklamak için biraz başa dönelim. Belli bir para yatırıp makineyi aldık ve
kullanmayı öğrendik diyelim. Yine belli bir para yatırıp bilgisayar aldık, bu
bilgisayara photoshop yükledik ve güzelce öğrendik diyelim. Ama dernek ama
arkadaşlarla fotoğraf gezilerine katılıp fotoğrafta çekiyoruz diyelim.
Yarışmalara da arada bir katılıyoruz diyelim. Sergi / Sunum v.b. şeyler de
hazırlamadığımızı düşünelim. Ve fotoğraf paylaşmıyoruz. Şimdi buradan bu COOL
FOTOĞRAFÇILARA BİR SORUM OLACAK: BU KADAR FOTOĞRAFIN TURŞUSUNU MU KURACAKSINIZ?
Fotoğraf görsel bir sanattır. Görsel sanat ta “kendine görsellik” diye bir şey
duymadım / okumadım. Bu kadar ekipmana ve zamana yatırım yapıyorsanız fotoğraflarınızı
paylaşın, COOL TAKILMANIN ne size ne başkasına bir yararı yoktur. Bu şekilde
BEĞENİ DEĞİL, TEPKİ ÇEKERSİNİZ.
Yazımını şunları yazarak sonlandırmak istiyorum. Fotoğraf
para, zaman, emek ve heves işidir. Sık sık antrenman yapmayı gerektirir. Bu
yazıyı okuyorsanız, fotoğraf işine para ve heves yatırmışsınızdır demektir.
Lütfen geriye zaman ve emek kaldığını, işi %50 başardığınızı unutmayın. Bol
fotoğraflı ve paylaşımlı günler diler.
Huzurunuzda ünlü yönetmen ve oyuncu Tarık AKAN’ı da saygıyla andığımı belirtmek
isterim.
Sosyal mecralardan beni takip etmek isteyenler için adreslerim;
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)