Merhaba arkadaşlar Ağustos ayını geride bıraktığımız bu
günlerde size bu ayın son yazısı olarak, özellikle fotoğrafçılar ve kamp
severler için yararlı olacağını düşündüğüm Adrasan rehberi ile veda etmeyi düşündüm.
Antalya’dan Adrasan yaklaşık 90 km. Arabası olmayanlar için
ulaşım Antalya Otogar’dan kalkan Çiçek Tur vasıtsıyla olabiliyor. Gün içersin de
gidiş için 4 sefer, geliş için ise 4 sefer mevcut. Bunların dolu olma olasılığı
ise çok yüksek bu sebeple alternatif olarak Antalya Kumluca minibüslerine binip
Adrasan Kavşağında inebilir, oradan yaklaşık 12-13 km’lik yolu otostop yada
minibüs ile aşabilirsiniz. (Çiçek Tur Telefon 0242 887 00 11)
Antalya Kumluca Otoyolundan Adrasan’a sapıp 8-9 km gidince
maalesef bu yazın başında çıkan orman yangınının etkilerini görüyorsunuz. 150
Hektara yakın (Böyle yazınca anlaşılmıyor, daha iyi anlatmak için şöyle yazayım
1,500,000 metrekare) ormanlık arazi yanmış. Islah çalışmaları başlamış ve devam
etmekte umarım en kısa zamanda fidanlar boy gösterir.
Adrasan’a ulaştıktan sonra konaklama için alternatifler çoktur.
Butik oteller, hoteller, pansiyonlar, campingler v.s. Daha önce Adrasan’da
Papirus Otelde kalmıştık. Özellikle aile formatına uygun, harika yemekleri olan
bu oteli sizlere tavsiye edebiliriz. Biz bu sefer gittiğimizde kamp yaparak
konaklamayı planladığımız için, denize yakın bir camping aramaya başladık.
Hatırlatma: Adrasan’da sahil bandındaki işletmeler hariç, geri kalanlar sahile
baya uzaktır. Öyle ki 1 km’den 200 metreye kadar çeşitli uzaklıklarda tesisler
var. Tesis seçerken size tavsiyemiz, sıcakta yüreyeceğiniz mesafeyi düşünün ve
bunu göre karar verin :)
Daha önce aşina olduğumuz, Adrasan’da sahile doğru yöneldik.
Daha önce geliş gidişlerimizde sahilde kamp kurulduğunu görmüştük. Burada kampımızı
kurarız diye düşünmüştük ki ülkemiz maalesef yine bizi şaşırtmadı. Kumluca
Belediyesine bağlanan Adrasan (eskiden Adrasan Belediyesiydi) sahili parsel
parsel otoparka dönüştürülmüş. 8-10 tane otoparkın arasına karavancılar ve
kampçılar için, 15 TL ücretli, içinde wc ve duş imkanı olan ama neredeyse hiç bir
ağacın ve gölgenin olmadığı bir kamp alanı ayrılmış. Tabii bu duruma canımız
biraz sıkıldı ve başka bir yer aramaya başladık. Sahil bandını bir tur gezince az
ilerde bulunan Gönül Gözleme işletmesine gittik. Bu işletmede de kamp kurulmakta.
Tesis kendi halinde Adrasanlı bir ailenin işlettiği hoş bir
yer. Tesis ikiye ayrılmış. Bir taraf kamp yapanlar, bir taraf ise kahvaltı
yapmaya, gözleme yemeğe gelenler için. İçer de WC, banyo, mutfak (içersinde 2 adet
buzdolabı ve 1 adet tüplü ocak var – kullanabiliyorsunuz), soyunma kabini, ateş
yakma alanı, hamak kurmaya uygun ağaçları var. Sahile de oldukça yakın. Konumu
ise Adrasan sahilinin neredeyse tam ortasında. Neyse tesise gittik. İki kişi
olduğumuzu 4 yaşında bir oğlumuzun olduğunu ne kadar ücret istediklerini
sordum. Orada çalışan bir abi (ki açıkcası hiç haz almadım, aşırı paracı bir
tip) 45 TL dedi ve 4 yaşındaki oğlum içinde para istedi. İşletmeye ismini veren
Gönül Abla ve kızları babalarına çıkıştı ve 45 TL’lik ücret 30 TL’ye düştü. Haz
almadığımız abi meğer Gönül Ablanın eşiymiş :)
Neyse bu tesise çadırımızı kurduk. Çadırımızı kurduktan
sonra ise hemen denize gittik ve keyif yaptık. Adrasan'ının sahiline gelecek
olursak, deniz temizlik bakımından 10 üzerinden 9, bir anda derinleşen bir
yapısı yok, çok da dalgalı değil, plajı ise yarı kum, yarı taş. Taşlar ise
canınızı yakmıyor. Rahatça yürüyebilirsiniz. Denizden çıktıktan sonra Adrasan
sahilinin dik yamacına doğru yani doğu istikametine doğru yürüdük. Burada akan
bir nehir varmış, sanırım daha çok kışın akıyor J
Sağlı sollu bir çok otel ve restoran bu nehir içerisine setler kurarak yapay
havuzlar oluşturmuşlar. Güzel mekanlar var. Bu kısa keşif gezisinde Adrasan Kız
Kalesi’nin yerini öğrendik, nasıl gidileceğine dair yol tarifini aldık. Kamp
alanına dönüp ateşimizi yaktık ve ateşte birşeyler pişirdikten sonra sohbet edip
uyuduk.
Ertesi gün sabah güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra denize
gittik. Denizden çıktıktan sonra ise akşamüstü Kız Kalesine gitmek için
arabamıza bindik. Bir gün önceden aldığımız yol tarifi ile Kız Kalesine doğru
gitmeye başladık. Nehir yatağından geçip, ilerde ki sapaktan sola doğru
döndüğünüzde (tabelalar mevcut) 300-400 metre sonra arabanızı yola
bırakıyorsunuz ve oldukça dik, taşlı, kaygan bir patikadan Kız Kalesine
çıkıyorsunuz. Çıkarken patika oldukça dik olduğundan, sıcağında etkisiyle
inanılmaz terledik ama kaleye varmamızla bu sıcaklığın yerini oldukça serin, rüzgarlı
bir hava aldı. Kız Kalesine çıktığınızda bütün Adrasan Ovası ve sahili
ayağınızın altında. Nefes kesen cinsten inanılmaz bir manzara. Burada biraz
vakit geçirdikten sonra akşam kamp alanımıza geri döndük. Yemek, duş derken bir
an hava durdu ve acı gerçek olan sivrisinekler ile tanıştık. Adrasan’da
maalesef sivri sinek sorunu var, bu sorun rüzgar kesildiğinde can sıkıcı
olabiliyor. Kampa yada tatile gelecekseniz sinek kovucu spreyleri yanınızda
bulundurmanızı tavsiye ederiz.
Son günümüzde biraz erken uyandım. Kız Kalesinin nefes kesen
manzarasından sonra gün doğumunu fotoğraflamak için sahile gittim. Bu mevsimde
güneş denizin üzerinde doğmakta. Güneş doğmadan biraz uzun pozlama fotoğrafları
çektim. Güneş doğarken de kullandığım Canon Eos 760D ile çekim yaptım. Ayrıca
gün doğumunu cep telefonum ile, Hyperlapse programını kullanarakda görüntüledim.
Çekim bittikten sonra güzel bir kahvaltı yapıp, kampımızı topladık. Son bir kez
denize girdik. Sahilde uçurtma uçurduk ve yola koyulduk. Antalya’ya dönüş yolu
üzerinde, Adrasan'a 20 km uzakta Ulupınar Köyü’ne gittik. Buranın alabalığı ve
dereleri meşhur. Harika balık göletleri, mini mini şelaleler, suların içerisine
kurulmuş köşkler ile sizlere kaliteli hizmet ve güzel tatlar sunan restoranları
var. Daha önce Çağlayan Restoranda yemiştik, bu seferde Şelale Restoran’a
gittik. Şelale Restoran Ulupınar’ın en büyük balık restoranı, içeri girerken
dağıtılan kitapçıkta yazan doğruysa yaklaşık 60000 metrekare. İçersin de macera
parkuru, mini hayvanat bahçesi ve balık tutkunlarının balık avlaya bildiği
göletleri var. Burada göveçte kaşarlı alabalık tavsiyemiz. Balıkları gömdükten
sonra J
eve dönüş yoluna girdik ve evimize vardık.
Yazım biraz eksik kaldı. Adrasan’da başka neler yapılır
onları da önceki tecrübelerime dayanarak anlatacağım. Adrasan herkesin bilmediği
bir özelliğiyle de Türkiye’de farklı bir lokasyondur. Nedir bu özellik? Dalış.
Adrasan’da Olympos Diving sizlere güzel bir dalış macerası sunmakta. 15’e yakın
dalış noktası ile sualtında harika vakit geçirebilirsiniz. Yine sahilde gezi
tekneleri bulunmakta. Eşim ile yaptığımız balayı tatilinde bu yat turları ile
tüm gün Adrasandan Olimpos’a doğru koy koy gezmiş, harika vakit geçirmiştik.
Görmediyseniz bu koyları görmenizi şiddetle tavsiye ederim. Adrasan’ın komşu
köyü olan Karaöz’e gidebilir, burada denize girebilir, Karaöz ve Adrasan
arasında bulunan koyları keşfedebilirsiniz. Bu koylarda kamp yapmanızda mümkün.
Adrasan Karaöz arasında Türkiye’nin en yüksek rakımlı deniz feneri olan
Gelidonya Deniz Fenerine gidebilirsiniz. Buraya belli bir noktaya kadar araçla
sonrasında ise yürüyerek çıkılıyor. Gitmeden önce orman yolunun durumunu
civardaki halka sormanızda fayda var. Yine Adrasan’ın komşusu Olimpos’a
gidebilir, burada denize girip, tarihi eserleri gezebilirsiniz. Adrasan’ın
sahili dışında, köyün içi de mimari açıdan ilginçtir. Burada örneğine az
rastlanır taş evler bulunmaktadır.
Umarım bu yazım, fotoğraf çekmek ve kamp kurmak isteyenler
yada Adrasan’ı duyup gelmek isteyenler için yararlı olmuştur. İlginize teşekkür
eder, başka bir yazıda tekrar buluşmayı dilerim.
Eline yüreğine sağlık Serdar Süyün çok güzel anlatmışsın ... ��
YanıtlaSilTeşekkürler kardeşim çok naziksin
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilEline yüreğine sağlık Serdar Süyün çok güzel anlatmışsın ... ��
YanıtlaSilBizde bir hafta önce gönül kampingde kaldık. Aynen dediginiz gibi işletme sahipleri para para diye peşinizde dolanıyor. O kadar kamp yeri gezdim bu kadar pis ve kamp kültürü olmayanini görmedim.biz ettik siz etmeyin ve burada kalacaksanız bir kez daha düşünün
YanıtlaSil